top of page

Üç Bin İki Yüz Yıl Öncesinden Bir Hitit Hikayesi

  • Yazarın fotoğrafı: Serdar Anıl
    Serdar Anıl
  • 10 May
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 22 Ağu

ree

Pazar yeri bugün yine tıklım tıklım. Tezgâhlarında dokudukları ketenleri satmaya çalışan kadınlar, örs ve çekiç gürültüleri içinde bronz kılıçları döven demirciler, müşteriler, dilenciler ve çığlık çığlığa oradan oraya koşuşturan çocuklar.


Tam bir çılgınlık ama iyidir böyle günler, satış çok olur diye düşünüyordu Happa. Tezgahındaki en iyi birkaç çömleği seçip saray hizmetkarına daha yeni vermiş ve altınları daha anca koymuştu kesesine. Arka tezgâhtan Arzawan; "Bu akşam tapınakta olacak mısın?" diye sordu. Happa gülümsedi; "Elbette, hayatta kaçırmam." dedi. "Tanrılar bizi korusun ve topraklarımız bereketli olsun!" diye de ekledi kahkahayla.


Bugün önemli bir gündü; tapınakta büyük bir tören yapılacaktı ve büyük ateşlerin etrafında toplanan insanlar, tanrılara adaklarını sunacaklardı. Rahipler kurbanları ve adakları hazırlarken, Happa’nın yaptığı çömlekler kutsal içecekleri taşımak ve Kral’ın sofrası için kullanılacaktı.


Şenlik ateşleriyle aydınlanan karanlık gecenin şölenleri, çığlıklarla, savaş naralarıyla, at kişnemeleriyle ve haykırışlarla bölündü Hattuşaş' ta. Şehrin her köşesi kızıl alevler içinde yanıyordu. Kaşka savaşçıları, sarayın taş duvarlarını aşarak iç avluya ulaşmışlardı bile, Hitit İmparatorluğu düşmek üzereydi.


Sadık veziri Kurunta, ona fısıldadı, gizli geçit batı tarafı mağaralarına çıkıyor dedi. Kral başını salladı. Kaşkalar, sarayın ana salonuna doğru ilerlerken, o gölgelerin arasına karışarak kaçış yoluna yöneldi. Zırhını çıkardı, başındaki altın işlemeli miğferi fırlattı. Artık bir hükümdar değil, sadece hayatta kalmaya çalışan bir sade adamdı. Kaçışan halka karışarak, birkaç saat içinde Tarhuntassa yakınlarında bir dağ geçidine ulaştı.


Son bir kez yanan Hattuşaş’a baktı, başkenti düşmüştü. Ama Hitit ruhu hâlâ yaşıyordu. Şuppiluliuma, gölgelerin arasında kayboldu. Bir gün geri dönecekti, ama dönemedi.


Böylelikle zaten etki alanı ufalmış olan Hitit imparatorluğu çökmüş ve kadim başkenti Hattuşaş yıkılmıştı. Bu aslında Anadolu’daki birçok büyük merkezin kaçınılmaz kaderiydi. Bronz Çağı Çöküşü olarak bilinen büyük bir tarihsel dönemdir yaşanan felaketler zamanı.


Günümüz şehri Çorum yakınlarındaki Hattuşaş, Milat öncesi bin iki yüz civarında Hitit İmparatorluğu'nun çöküşü sırasında tamamen yakılıp yıkıldı. Bu yıkımın kesin faili tam olarak bilinmese dahi, Deniz Kavimleri, Kaşkalar ve Asur Krallığı gibi dış güçlerin saldırılarıyla bağlantılı olduğu düşünülmektedir bugün.


Hititlerin son büyük kralı II. Şuppiluliuma, imparatorluğu ayakta tutmaya çalışmış olsa dahi, iç karışıklıklar ve dış tehditler nedeniyle başkent Hattuşaş terk edilmiştir. Şehirde büyük yangın izleri bulunmuş, bu da saldırının çok yıkıcı olduğunu göstermektedir.


Bronz Çağı Çöküşü; Milat öncesi bin yüzlü ve bin iki yüzlü yıllarda Anadolu, Doğu Akdeniz havzası ve Yakın Doğu'da yer alan önemli devletlerin beklenmedik bir şekilde yıkıldığı dönemin adıdır. Hitit İmparatorluğu, Miken Uygarlığı, Minos Krallığı ve Ugarit gibi büyük şehirler yakıldı, yıkıldı, yağmalandı, halkları katledildi. Mısır saldırılara uğradı ve sonrasında bu bölge uzun sürecek olan bir karanlık döneme girdi.


Dönem ve coğrafya incelendiği zaman çeşitli sebepler görülecektir. İklimsel değişiklikler ve sert kuraklık tarımı ağır yaralamış ve kıtlıklar görülmüştür. Kıtlıklar halkı kırarken, doğal olarak ticaretin ve bağlantılı olarak ticaret ağlarının da çökmesine sebep olmuştur. Ekonomik çöküş toplumsal huzursuzluğa, siyasi ve sosyal karışıklıklara, taht kavgalarına ve toplum hareketlerine kadar uzandı.


Güç kaybeden tüm devletler, Akdeniz havzasında ortaya çıkan gizemli savaşçı gruplarının avları oldular. Bu lanetli döneme Deniz Kavimleri İstilası denir ve birçok büyük şehrin yağmalanarak yok edildiği, insanlarının köleleştirildiği veya kılıçtan geçirildiği bir tarih parçasıdır.


Bronz Çağı çöküşü, antik dünyanın en büyük kabuslarından biridir ve tarihçiler bugün henüz tam olarak dönemin nedenlerinin özünü anlamaya çalışmaktadırlar.


Yorumlar


Bana Bir Mesaj Gönder, Düşüncelerini Bana Bildir

© 2025 Mühendisin Not Defteri. Wix tarafından güçlendirildi ve güvenli hale getirildi.

bottom of page